BBP lideri Mustafa Destici, genel merkez binasında haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Irak ve Suriye’den terör örgütü faaliyetlerinin Türkiye ile Orta Doğu’nun güvenliğini ve dünya barışını tehdit ettiğini söyleyen Destici, “Halbuki devletin toprak bütünlüğünün korunması, bütün işaretleri apaçık olan Orta Doğu’nun Batı’nın çıkarlarına uygun şekilde yeniden dizayn edilmesi çabalarının ve bu amaçla Türkiye’nin de parçalanması planlarının engellenmesi için büyük önem arz etmektedir. Türkiye için, bize göre de şu anda en yakın ve cari tehdit Irak ve özellikle de Suriye’deki terör örgütü yapılanmasıdır. Özelde de PKK, PYD, YPG yapılanmasıdır. Ayrıca bunları kol kanat geren ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’dır. (CENTCOM) CENTCOM oradan çıkmadığı sürece PKK da çıkmaz, PYD, YPG de bitmez. Ta ki ne zaman CENTCOM’u buradan çıkartırız ya da çıkartmak, çıkmak zorunda bırakılır. İşte o zaman o bölgeler Türkiye’ye tehdit olmaktan çıkar. Çünkü CENTCOM oradan çıktığı anda Türkiye onların hepsini sinek gibi ezer, geçer. İnşallah da bunu yapacaktır” diye konuştu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın, TBMM’de partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerine yönelik açıklamalarda bulunan Destici, “Dün terör örgütünün partisinin yani DEM Parti’nin sözde eş başkanı tarafından devletimizin ve milletimizin bütünlüğünü hedef alan çirkin ve provokatif açıklamalar yapıldı. Anayasanın ilk 4 maddesinin ifade ettiği, ‘devletin şekli’ ve ‘cumhuriyetin niteliklerini’ hedef alan açıklamaların içeriye ve dışarıya mesaj veren bir provokasyonun parçası olduğunu biliyoruz. Açıklamaları bu sebeple riske almamakla birlikte bu konuda yargının behemehal görevini yapmasını bekliyoruz. Bakın yıllardır bunların eski partinin anayasa mahkemesine kapatma davası sürüyor. Yıllar geçti üzerinden, hala kapatılmadı. Onun üzerine bu PKK uzantıları 2 parti daha kurdular. Biliyorsunuz önce Yeşil Sol şimdi de DEM Parti. Hala HDP’nin kapatılma davası, Anayasa Mahkemesi’nde adeta sürüncemede. Neymiş efendim raportör raporunu hazırlıyormuş. Daha 1 yıldan önce de bitmezmiş. Ve bu arada biliyorsunuz devletin hazinesinden 100 milyonlarca para da terör örgütünün kasasında gidiyor. Yani bir ülke düşünün ki bunların terör örgütün partisi olduğunu herkes biliyor. Çoluk çocuk da biliyor herkes. Ama bu terör örgütünün mecliste partisi ve o partinin milletvekilleri var. Her gün mecliste terör örgütünün savunuculuğunu yapıyorlar. Altlarında devletin arabaları var. Devletin verdiği makam odaları var. Telefon giderleri dahil devlet tarafından karşılanıyor. Bir de bütün bunların üstüne partilerin kasasına da her yıl 700-800 trilyon para konuluyor. Niye; ‘PKK’ya daha iyi hizmet etsinler’ diye mi? ‘Terör propagandası yapsınlar’ diye mi? Terör propagandası yaparken ya da PKK, PYD, YPG’ye hizmet ederken, ‘ekonomik sıkıntı çekmesinler’ diye mi veriliyor. Bu Avrupa ile yapılan bir anlaşmanın parçası mı acaba? Biz bunları öğrenmek istiyoruz. Yani DEM Parti behamahal kapatılmalı ve hazine yardımı kesilmeli. Hazine yardımı aslında hiçbir partiye verilmemeli. Millet bu kadar zorluk içindeyken tasarruf tedbiri açıklıyorsun. O zaman tedbire önce siyasi partilerden, meclisten başlanmalıdır” ifadelerinde bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, HDP’nin Eski Eş Genel Başkanı Demirtaş’ı cezaevinde ziyareti sonrası açıklamalarına ilişkin konuşan Destici, “Edirne’de tutuklu bulunan HDP’nin Eski Eş Genel Başkanı Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret ettiği görüşmenin ardından, ‘Demirtaş dışarıda olsaydı eminim terör olayları da biterdi’ diyor. Ya Kemal Bey sen bizim aklımıza, hafızamızla mı alay ediyorsun. Yani bu ‘Hendek’ ve ‘Çukur’ olayları, 6-8 Ekim olayları Demirtaş dışarıdayken yaşanmadı mı? Bu Demirtaş dediğin terör örgütü uzantısı terör örgütü elebaşı İmralı canisi Apo’nun ‘heykelini dikeceğiz’ demedi mi? Doğu Beyazıt mitinginde devlet içinde bir bağımsız devlet kurmaktan bahsetmedi mi) Bütün bunlar kim söylüyor? Kemal Bey sanki bunları hiç yaşanmamış gibi Demirtaş’a açan güzellemeler yapıyor. Bu kabul edilebilir bir şey yani kemale ermiş bir Kemal Kılıçdaroğlu’ndan artık daha sağ duyulu, devletin varlığını sahiplenen, ülkenin bütünlüğünü sahiplenen, milletin birliğini sahiplenen terör örgütü ve kolunun uzantılarına karşıda cesur bir duruş bekliyoruz. Bu yönde açıklamalar bekliyoruz. Vatandaşımızın beklediği de budur” dedi.
İsrail’in Refah bölgesindeki çadır kamplarına düzenlediği saldırılara yönelik açıklamalarda bulunan Destici, “Dün İsrail Gazze’de ateşkes ve esir takası ile ilgili müzakerelerin başlaması için Mısır ve Katar’a teklifte bulundu. Şaka gibi değil mi? Bir taraftan bombalıyor, katliam yapıyor, çadırları bombalıyor, masum insanlar yanarak ölüyor. Diğer taraftan da müzakerelerin başlaması için Mısır ve Katar’a teklifte bulunuyor. İsrail son iki gündür Refah bölgesindeki çadır kampları düzenlediği saldırılarda onlarca Filistin’in hayatını kaybetmesine sebep oldu. Böylece maalesef korkunç bir insanlık dramı yaşanmaya devam ediyor. Açıklanan rakamlarla karşı karşıya olduğumuz tabloyu doğru bir şekilde yansıtmıyor. 35 bin insanın öldüğü açıklanıyor ama gerçek rakamlar 45 bin, 45 bin 800. Çünkü 10 bin insan ya kayıp ya da enkazların altında hala çıkarılamamış bir şekilde cesetleri bekliyorlar. Tabii İslam dünyası, Arap dünyası, bu kadar sessiz kalırsa İsrail’den elbette ki bu sessizlikten faydalanmaktadır. Ama sessiz kalanlar, bugün sarı öküzü verenler yarın sıranın kendilerine geleceğini de hiçbir zaman akıllarından çıkarmasınlar. ABD üniversitelerinde ya da dünyanın çeşitli üniversitelerindeki öğrencilerin ya da üniversite öğrencilerinin gösterdiği tepkiyi gösteremeyen İslam ülkeleri ve onların yöneticileri, devlet başkanları, Arap ülkelerinin yöneticileri ve halkları büyük bir utanç içerisindeler. Bakın, Hac mevsimindeyiz ve hacca gidiyoruz. Bu sene de bu zulüm ve bu kan bu işgal, bu soysuzluğa Hacılar Arafat’a değil Kudüs’e ve Gazze’ye yürüsünler. En büyük şeytan orada İsrail’de, Netanyahu. Yani artık İslam dünyasının bir tepki verme zamanı gelmiştir. Ne yapacaklar? Milyonlarca hacı adayı oradan yürümeye başladığında onlara diğerleri de eklenecektir. 100 milyonları bulacaktır. 100 milyonları mı öldürecekler? Öldüreceklerse buyursunlar öldürsünler. Her gün orada bebekler, kadınlar, masum çocuklar ölmektense bütün Müslümanlar bedel ödemeyi göze almalı ve bu katliamı ve bu vahşeti bu soykırımı durdurmalıdır” dedi.